Kuzey kutbunun hep üstündesin, pusulam seni gösterir her zaman. Hey ya hey ya heya hey, o hey. Ağaçlar Kuleli Şatolara dönüşür.

19 Aralık 2016 Pazartesi

Totem horoz :)






Su kabağından horoz yaptım. Internette örnekleri çok. Benim ki totem horoz :)

Güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle...şimdilik bu kadar ;)




18 Aralık 2016 Pazar

Civcivler hakkında..













-Kendinize ait bir bahçeniz yoksa civciv büyütmeye kalkışmayın-

'Anne, pazardan civciv satın aldım. Hayatlarını kurtardım onların!' 
Bir akşam elinde iki tane civciv ile gelmez mi Polatım...kızdım, söylendim. Bir anlık heves uğruna, hayvan sahiplenmenin yanlış olduğunu tekrar tekrar izah ettim. Gözler ışıl, ışıl 'Sen bakarsın' dedi. Bir oğluma bakıyorum, bir elindeki sevimli yavrulara...evimize gelmişler bir kere. Ne yapabilirim? 

Büyükçe bir sandığın içine toprak ve lamba yerleştirdim. 2 günde bir toprağı değiştirdim. Çocukların eline vermeden, büyüttüm onları. Büyüyene kadar ellerine alıp sevmeleri yasaktı. Onlarla nasıl ilgilendiğimi günlükte görebilirsiniz. (Bakınız fotoğraf)

Büyüdüler...horoz oldular :) aile'den oldular! Oyuncuydular, çok sevimliydiler, zararsızlardı. Çok sevdik onları. Özenle bakıldılar.

Yeni yuvalarına geçme zamanı gelmişti artık. Yeni evleri, eşimin iş yerinde kullanılmayan, yüksek teller ile çevrili, yeşillik bir alandı. İş yerinin güvenliği ve kameraları olduğu için içim rahattı. İlk başlarda 'üşümüşler midir', 'korkuyorlar mıdır' gibi düşünceler aklımı kurcalıyordu...1 hafta içinde herkesin ilgi odağı olup çıktılar. 'Gel oğlum' dediğimde yanıma koşarak gelen hayvanlardı. Her gün 2 tane haşlanmış yumurtayı, pişirip gönderirdim onlara. 

İkinci hafta vahşi doğaya yenik düştüler. Horozlarımız çalınmıştı.





Balık yapımı






Tahta parçalarından tablo




Seneler önce deniz kıyısından topladığım tahta parçalarını değerlendirmek bu sene kısmet oldu. Topladığım günü hiç unutmuyorum. 'Driftwood' deryasında bulmuştum kendimi. En güzel şekilleri toplayıp, çadırımızın yanına bırakmıştım. Akşamleyin onları mangalın içinde buldum.  Eşimin kardeşi ateş yakmak için topladığımı sanıp bir güzel tutuşturmuştu güzelim odun parçacıklarını :)))

Bu sene minik parçalardan başka görünürde hiç bir şey yoktu. Koskoca deniz kıyısında tahta kalmamıştı. Kıymetini yeni yeni anladılar..




Indoor tent








Eski ranzayı atmaya kıyamadım. Odunu sağlamdı...bir kenarda öylece bekliyordu.
Testere ve matkap, biraz da kumaş...
Çıktı ortaya Yavuzumun okuma köşesi.



16 Aralık 2016 Cuma

Aydos Ormanı Mayıs 2016/Bahar Şenliğimiz

















































Redbull ve Nescafe karışımı ile ayaktaydım o gün :))) 2 gündür uyumamıştım. Parti yaklaştıkça hepimiz hava durumunu takip eder olduk. Bir gün arayla yağmur ve soğuk havadan kurtulduk desem inanır mısınız? Çocukların hepsine poşet yağmurluk almıştım, kullanmaya gerek kalmadı :)) Çünkü, hava yağmurlu da olsa gidecektik. Sınıfımızı seviyorum.

Sabah altı da eşim, ben ve büyük oğlum Aydos ormanın yollarını tuttuk.  Herkes gelmeden ormanı süslemeliydim. Langırt masasına varana kadar getirmişim :)) Süslemeyi, bankları poşetlemeyi vs. tam vaktinde yetiştirdim. Yarım saat sonra otobüs ve konvoy halindeki araçlar göründü :) Yüzlerdeki mutluluk ve sevinci görmek tarif edilemez, yaşanır. Otobüsten koşarak çıkan çocukların bana sarılışları...

Dinçer Kızılderili olacaktı parti boyunca. Kıyafeti diktim..Dinçer'i gören minik davetlilerden bir kaçı korkudan ağlayInca, çabuk çıkar kostümü oğlum dedim :))) o telaşla fotoğraf çekemedim ama ilerleyen günlerde kesinlikle yayınlayacağım :)))

Ses sistemini arkadaşımızdan aldık. Rondo Veneziano'nun bir kaç parçasıyla açılış yapılacaktı. Gün içerisinde değişik müziklerle devam edecektik...olmadı! Gün boyunca klasik müzik çaldı :))) Esra'nın: 'abla hareketli parça yok mu' demesi aklıma geldi de :))) aralarda Kızılderili müziği de vardı yanılmıyorsam, Dinçer yüklemeyi unutmamışsa :) bunlar nazarlıklardı. Herşey çok güzeldi. Hiç bir olumsuzluk yaşamadık. Dinçer ve arkadaşlarının iki kere otobüsü bekletmesini saymazsak :))) süper geçti günümüz. Ben ise çok komik durumdayım o gün. Hareket ediyorum, gülüyorum ama beynim uyuyor :)) Insan 2 gün uykusuz kalınca komik oluyormuş onu anladım :))) Günün sonunda bir de sürprizle karşılaştım. Kızlar aralarında toplanıp bana bir hediye almışlar. Ilk önce kızdım! Bu eğlence'ye kimsenin masraf yapmasını istemediğimi belirtmiştim dedim, niye yaptınız diye söylendim... ifadelerdeki o sıcaklığı görünce geri adım attım. Güzel insanlar benim arkadaşlarım. Her biri çok değerli benim için. Hep derim ya 'biz harika bir sınıfız'. Allah onları korusun.

Bu arada bu sene sınıfımla son senemiz olacağını nerden bile bilirdim...taşındık ve onları çok özlüyorum. Görüşüyoruz...ama ben çok uzak kalıyorum.